25 Temmuz 2016 Pazartesi

Onlar bilmez

Bir limana sığındım. Beni alıkoyan dengesiz biri yapan bir liman. Fırtınasız,sakin,ferahlatıcı ve aydınlık. Sadece denizi tuzlu ve yakıcı. Onu anlayamadım. Böylesine güzel bir limanın denizi neden yakıcı. Kokusu beni sarsıyor her nefes alışımda. Bir bulut geliyor bulutsuz gökyüzüne. Sadece ufacık bir bulut. Limana bir şey söylemiyorum. Bir tane daha bulut geliyor ve birleşiyorlar. Hala ufacık bir bulut oluyor. Liman sessiz. Bulut geçen saatlerce büyüyor. Korkuyorum. Sığındığım yerden korkmaya başladım. Bulut büyümeye devam ediyor. Yüzüme bir iki damla su geliyor. Aldırmıyorum. Denizin kokusu artmaya başladı. İçime kötü bir his ve pişmanlık doluyor. Başım dönmeye başladı. Bulut yeterince büyüdü. Birden o aydınlık güzel hava yerini koyu rengine bırakıyor. Bulutdan birşeyler düşmeye başladı. Hayır yağmur değil bu. Ben gittikçe yerimi sinirli halime bırakıyorum ve benliğimden kopuyorum. Bulutdan düşen damlalar benim gözyaşım. Hava ise içimi kaplayan pişmanlık. Limana artık sığınamıyorum. Benliğim beni kabul etmiyor. Kendimi koruyamıyorum. Her yer yıkılıyor. Mutluluk en derinime saklandı. Gittikçe kötüleşen hislerim gökyüzünü mahvediyor,gökyüzü de limanı yıkıyor. Anladım, deniz benim gözyaşlarımla oluşmuş. Artık güvenmediğim limandan kurtulmak istiyorum. Denize bakıyorum. Beni çağırıyor. İçimi kaplayan sinir beni denize götürüyor. Ve kendi benliğim artık beni yok ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder